2.5 aylık bebeğe kayyım atandı

ÇİĞDEM YILMAZ-HANDE ATILGAN / Modern tıbbı ve aşıyı reddeden aileler yine gündemde. Ankara’dan sonra yeni örnek Adana’da yaşandı. 2.5 ay önce dünyaya gelen bebeklerinin topuk kanının alınmasını reddeden Murat (40) ve Seda (35) Ç. çifti hakkında Sağlık Bakanlığı’nın şikayeti sonrası soruşturma başlatıldı. Bunun üzerine mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek geçici olarak amcayı kayyım olarak atadı. Olay, Türkiye’de son yıllarda giderek artan tıbbi müdahale reddi vakalarına yeni bir örnek olarak değerlendiriliyor. Hukuki süreci ve sağlık çalışanlarının sorumluluklarını daha iyi anlamak için İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Avukat Kardelen Yarli ile konuştuk. 

Kayyım atanabilir mi? 

Yarli, bu tür durumlarda mahkemenin çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurduğunu belirterek, “Yeni doğan bebeklerde topuk kanı testi bilimsel ve tıbbi olarak zorunludur. Ancak aile bu işlemi yaptırmadığında, çocuğun sağlığını tehlikeye atmakla kalmıyor, halk sağlığını da riske sokuyor. Bu noktada mahkeme, velayet hakkının kötüye kullanıldığına kanaat getirerek müdahale edebilir ve çocuğa bir yasal temsilci atayabilir” dedi. 

Ailelerin, çocuklarına aşı yaptırmama hakkına sahip olup olmadığı konusuna da değinen Yarli, “Mevcut düzenlemelere göre ailelerin çocuklarına aşı yaptırmama hakkı varmıs gibi yorumlansa da hukuken ve çocuğun üstün yararı gereği bunu bir hak olarak değil kanunsal bir bosluk olarak yorumluyorum ve aşı karsıtı birçok ailenin aslında burada kanunsal bosluktan faydalandığını düsünüyoruz kaldı ki Sağlık Bakanlığı, bu durumda bile aile hekimleri ve sağlık çalışanlarının durumu kendilerine bildirmesini zorunlu kılıyor. Hekimler, ailelerin aşıyı reddettiğine dair yazılı ve ıslak imzalı bir belge almak ve bunu ilgili makamlara bildirmek zorundalar. Eğer bildirmezlerse, idari yükümlülük doğabilir” dedi. Ailelerin, çocuklarını sağlık hizmetlerinden mahrum bırakması durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağı konusu ise belirsizliğini koruyor. Yarli, “Şu anda çocuğunu aşıya götürmeyen veya tıbbi müdahaleleri reddeden aileler için doğrudan bir ceza veya yaptırım söz konusu değil. Ne idari para cezası var ne de cezai bir sorumluluk” dedi. 

Bakanlık devreye girmişti

Ankara’da 2 aylık bir bebek, beyin kanaması nedeniyle yoğun bakımda entübe edilmişti. Doktorlar bebeğin Çankırı’da bir evde doğduğunu ve doğar doğmaz yapılması gereken, kanamayı önleyici K vitaminin yaptırılmadığını belirledi. Ailenin topuk kanı taramasına da izin vermediği öğrenilirken, İl Sağlık Müdürlüğü, bebeğin ailesiyle ilgili suç duyurusunda bulunmuştu. Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü’nün de 13 Aralık’ta suç duyurusunda bulunduğu ve mahkemenin 28 Ocak’ta sağlık tedbiri kararı verdiği ifade edildi.

Topuk kanı nedir?

Yenidoğan taraması, kan lekesi testi veya topuk kanı tarama testi isimleriyle de bilinen topuk kanı, bebeklerde doğuştan ortaya çıkabilecek genetik veya metabolik hastalıkların erken tanısı için uygulanan bir tarama testidir. Topuk kanı, bebeğin doğumundan sonraki ilk 5 gün içinde alınması gerekir.

Hangi hastalıklar bu testle teşhis edilir?

Fenilketonüri
Konjenital hipotiroidi
Kistik fibrozis
Galaktozemi
SMA

‘Ciddi sonuçlara yol açıyor’

Bebeklerde doğuştan gelen hastalıkların erken teşhis edilmemesi durumunda kalıcı hasarlar oluşabileceğini belirten Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Hasret Geçer Yerlikaya, bu hastalıkların ilerleyen süreçte ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi. Yerlikaya, erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu şu sözlerle açıkladı: “Örneğin, Fenilketonüri hastalığında özel diyet uygulanmazsa bebeklerde zihinsel gerilik meydana gelebilir. Konjenital Hipotiroidi, tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıyla gelişir ve teşhis edilmezse kalıcı zeka geriliğine yol açabilir. SMA, kas kaybına sebep olan ilerleyici bir hastalıktır ve erken teşhis edilmezse bebeğin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Biyotinidaz Eksikliği tedavi edilmediğinde işitme kaybı ve nörolojik problemlerle sonuçlanabilir.”

Yanlış inanışlara dikkat!

Bazı ailelerin topuk kanı testi konusunda yanlış düşüncelere sahip olabildiğini söyleyen Dr. Hasret Yerlikaya, bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Tarama testlerinin bebekler için önemli olduğu kadar, yanlış inanışların önüne geçilmesi de büyük önem taşımaktadır. Topuk kanı testi, bazı aileler tarafından gereksiz bir uygulama olarak görülebiliyor. Bunun temel sebebi, test sonuçları normal çıkan bebeklerin ailelerine bildirim yapılmaması ve bu nedenle taramanın amacının tam olarak anlaşılamamasıdır. Ancak, bu test sayesinde her yıl yüzlerce bebek doğuştan gelen hastalıklara karşı korunmaktadır. Ayrıca, testin ağrılı olduğu yönündeki endişeler de doğru değildir. Bebeklerin topuğuna steril bir iğne ile küçük bir delik açılarak kan alınır ve bu işlem genellikle kısa sürede tamamlanır. Bebekler çoğu zaman birkaç saniye içinde sakinleşir” dedi.

‘Sorumluluk yüklemek lazım’

HANDE ATILGAN Ankara – Kısa süre öncesine kadar yok edilen pek çok hastalığın yeniden görülmeye başlanması karşısında sağlık uzmanları çözüm için yeni adımlar atılması gerektiğini savunurken, bu konuda hukuken zorlayıcı tedbir alınıp alınmaması açısından ise uzlaşı sağlanamadığı görülüyor. Milliyet’in görüşlerine başvurduğu Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Genel Sekreteri Gökhan Erdoğan, şunları söyledi: “Aşı reddi biz takibi artırsak da düzenli olarak artıyor. Vatandaşı biraz zorlamak, ona sorumluluk yüklemek lazım. Nasıl sağlık konusundaki bilirkişi aile hekimi diyorsak, aslında ailenin sağlıktan sorumlu bilirkişisi de aile hekimidir. Bir karar verilecekse aile hekimi verir. Sadece çocuğun anne babası olduğu için sağlık konusunda karar verme bilgisine de sahip değil.”

‘Broşür vermekle olmaz’

İlaç Almasam Platformu yürütücülerinden İç Hastalıkları Uzmanı Metin Okucu da, “Sağlık okuryazarlığı, bir insanın sağlık bilgilerine öncelikle kolay erişmesi, sonra o eriştiği şeyi okuması, anlaması, değerlendirmesi, sonra da uygulaması. Çok zor bir şey herhangi biri için. Öyle broşür ver, internet sitesi aç, anlat olmuyor. İş tamamen sağlık çalışanlarına düşüyor. Süre, enerji, motivasyon çok önemli. Vatandaşın sorumlu tutmak bence en son yapılacak şey. İkna etmek, iyi anlatmak zorunda olanlar uzmanlar” dedi.

Topuk kanı retleri beş kat arttı

EVRİN GÜVENDİK Ankara – Meclis Çocuğa Karşı Şiddet, İhmal ve İstismarı Araştırma Komisyonu dünkü toplantısında Sağlık Bakanlığı yetkililerini dinledi. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çocuk ve Ergen Sağlığı Dairesi Başkanı Yüksel Hakan Aydoğmuş, son dönemde topuk kanı taraması retlerinin önceki yıllara göre yaklaşık 5 kat arttığını söyledi. Aydoğmuş, “Bu artışlarda sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, internet sayfaları, sosyal medya aile grupları etkili oldu” dedi.

Related Posts

Urugay’ın efsane başkanı Jose Mujica 89 yaşında hayatını kaybetti

Eski Uruguay Devlet Başkanı José Mujica, Montevideo’daki çiftlik evinde 89 yaşında yaşamını yitirdi. Uzun süredir yemek borusu kanseriyle mücadele eden Mujica, hastalığın karaciğerine yayılmasının ardından tedaviyi reddetmişti. Mujica, son günlerini eşi Luca Topolansky ile birlikte doğayla iç içe geçirmeyi tercih etmişti.

Katil İsrail Gazze’yi yine kana buladı: En az 49 kişi daha hayatını kaybetti

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerini hedef alan son saldırılarında en az 49 kişi daha hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Yeni anketten çarpıcı sonuçlar: PKK’nın feshi Erdoğan’a oy getirdi mi?

Yeni açılım sürecine ilişkin yapılan ankette, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçileceğine inananların oranı yüzde 39 olurken, buna inanmayanların oranı yüzde 45 olarak kaydedildi.

Ahmet Türk’ten ‘fesih’ sonrası ilk açıklama: ‘Atılması gereken adımlar var, bunlar pazarlık değildir’

İmralı Heyeti’nde yer alan Ahmet Türk, terör örgütü PKK’nin fesih kararına ilişkin olarak, “Önemli olan Türkiye’nin demokratikleşmesidir, demokratik bir Cumhuriyet’te sorunların çözümüdür” dedi. Türk, “Demokratik bir Türkiye’nin geleceğiyle ilgili atılması gereken adım var. Bu, beklentidir. Bunlar bir pazarlık değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Türkiye’nin kendi insanını, kendi yurttaşını kucaklamasıdır” diye konuştu.

Netanyahu: Birliklerimiz hazır, Gazze’ye ‘tam kapasiteyle’ saldıracağız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordunun Gazze’ye yönelik saldırıların önümüzdeki günlerde “tam kapasiteyle” devam edeceğini bildirdi.

AKP’li Miroğlu’ndan PKK’nın ‘Lozan’ ifadelerini eleştirenlere tepki: Hükmettikleri bir tarih avuçlarının içinden kayıp gidiyor

AKP’li Miroğlu’ndan PKK’nın ‘Lozan’ ifadelerini eleştirenlere tepki: Hükmettikleri bir tarih avuçlarının içinden kayıp gidiyor